8 Kasım 2011 Salı

" Sevinmek için sevmedik biz seni, Sen yenilmişsin umrumda değil ki, Şereftir bu yolda senle yürümek, Hep kol kola, Bir gün değil, Hergün BEŞİKTAŞ! " Tribünlerin boğazının patlayana kadar söylediği, yüreğimizden çıkan sözcüklerin marş olarak kulaklığı çınlattığı bestemiz. Sözleri çok doğru. Sevinmek için sevmedik biz seni. Sen bizim yalan dünyada bulduğumuz tek gerçeksin BEŞİKTAŞ. Bugünlerde üstüne çok geliyorlar. Guti gidiyor, Quaresma mutsuz, Almeida formsuz, Simao isteksiz falanda filanda. Basının klasik Beşiktaş'ı bitirme çabaları. Önce Guti'ye alkolik dediler, oysa adam her sahaya çıktığında oyununu oynadı, takımı sevmiyor dediler attığı her golde armayı öptü. Baktılar artık dönüş yok bu seferde bel altı vurmaya başladılar. Sıra geldi Quaresma'ya. Gelmesi için gecelerce nöbetler tuttuk. Mecnun bile Leyla'yı bu kadar beklemedi. Ve gelmesiyle bir kez daha aşık olduk ona, kalbimizin en orta yerinden trivela yaparak gönderdik onu Şeref Bey'in çimlerine. Şimdi de ona sarmaya başladılar. Yok tribünlerle arasında sıkıntı varmış, yok tünelde saldırmaya çalışmışlar filan. Yemez bu tribün bu basının yanlı tutumunu. Seni seviyoruz Q7. Sonra Almeida'ya dediler formsuz diye. Adam sakat sakat çıktı ve Ziegler ile Volkan'ı eeee bir de topu filelere gönderdi. Hemde 5 hafta oynamadığı halde. Tam Simao'ya saracak oldular ki İnönü'nün örümcek ağı tutmuş 90 diye tabir edilen noktasına topu gönderdi ve sustular ancak şimdilik bunu yaptılar biliyoruz. İsmail Köybaşı'nın yoğun bakımdan çıkıp sahaya çıktığını, tek aşkının Beşiktaş olduğunu görmek istemediler. Maç sonunda sahada kaldı bu adam yine tek bir satırda ismi geçmedi. Basın hep yanlıydı, tarafı hep belliydi. Ancak bu sefer işleri abartıp bel altı vurmaya çalışıyorlar. Biz bu futbolcularımızı yedirmeyeceğiz. Güneşli günlere hep birlikte ulaşacağız. Hep kol kola, birgün değil, HERGÜN BEŞİKTAŞ.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder