4 Haziran 2009 Perşembe

Kriz , Çifte Kupa Ve Avrupa Üçgeni . .

Şu günlerde moda bir söz var: Kriz varsa çarede var.İşte Beşiktaş böyle bir krizi atlattı.Ligin 5.haftası oynanmış takım namaglup ilerliyor ancak göze hoş gelen bir futbol yok ve hafta arasında Ukrayna'da Metalist Kharkiv deplasmanına çıkacak Beşiktaş.Ve korkulan oluyor takım 4 yiyor ve Beşiktaş Uefa şampiyonu olup "Kadıköy'ü Siyah Beyaz'a boyayacağız" diyen taraftarını daha elemelerde üzüyor.Takım tam bir krizde.Her başarısızlıkta ortaya çıkan muhalefet bir yandan basın bir yandan saldırıyor.Herkes akbaba olmuş yaralıya son yumruklarını indiriyor.Yıldırım Demirören Lucescu gibi hocalarla görüşüyor ancak hiçbiri ile anlaşamayarak Ertugrul Hoca'yla devam diyor.Bunu hazmedemeyen Ertugrul Hoca 6.hafta Hacettepe maçından sonra "Adam gibi geldim adam gibi çalıştım adam gibi gidiyorum ! " diyerek istifa ediyor.Bu anda klüp krizin olgunlaşma aşamasını yaşıyor.Ligin daha 6.haftası ve önünde 28 hafta var garip Beşiktaşımın.İşte bu anda Yıldırım Demirören başkanlık sürecinin nadide doğrularından birine imza atıyor ve takımın başına Mustafa Denizli'yi getiriyor.Gelen üst üste maglubiyetlerden sonra herkes umudunu kesmiş inançsızlık had safhaya çıkmıştı.Ama orda bir baş kaldırış vardı.Bunun adı Mustafa Denizli'ydi.26.haftayı bekleyin mesajını iletiyordu sürekli.Devre arası Fabian Ernst ve Yusuf transferiyle bir başkaydı Beşiktaş önüne geleni yıkıyor kupada da dolu dizgingidiyordu.Ve uzun zaman sonra liderlik koltuguna da oturmaya başlamış kupada Fenerbahçe ile final oynuyordu.Daha bir hafta önce hedefsiz rakibine kendi sahasında yenilmişti.Bu sefer rakibin 26yıllık özlemi ve hedefi vardı.İşte bu altın finalde Beşiktaş rakibini sahadan siliyor 4-2lik galibiyetle Türkiye Kupasına uzanıyordu.Durmak yoktu önünde bir final daha vardı: Lig Şampiyonluğu.Üst üste galibiyetlerle bunuda başarıyordu Mustafa Denizli Ve Çocukları.. Beşiktaş 6 sezon sonra şampiyon oluyor ve 19 yıl sonrada hem lig hem kupayı kazanıyordu.Moda siyah beyazdı.Her yer siyah beyaza boyanıyordu.Taraftar bunca yıldır çektiği çilenin ödülünü almış ve Beşiktaş uçurumlara düşmekte olan taraftarına elini uzatmıştı.Böyle bir şampiyonluk destanını geride bırakan Mustafa Denizli ve ekibinin şimdi önünde daha büyük bir hedef var : Şampiyonlar Ligi... Hem yayın geliri hem ayakbastı parası ve federasyonun verdigi paralarla 50milyon euro civarında bir gelir elde eden Beşiktaş bu parayı çok dikkatli kullanmalıdır.Eksik noktalara gelecek vadedebilecek transfer değil nokta atışlar yapılmalıdır.Beşiktaş'ın daha kaybedeceği zamanı yoktur.Mustafa Hoca'nın Fenerbahçe ile Şampiyonlar Liginde 0 çektiği yılları unutmayıp ona göre bir kadro oluşmalıdır.İyi futbol iyi futbolcularla oynanır.Fabian Ernst örneğinde olduğu gibi.Bu yüzden Mustafa Hoca'nın Avrupa'da oynatacağı takım kaliteli futbolculardan oluşmalıdır. 3.torbadan katılma şansını yakalayan Beşiktaş bu avantajı iyi bir şekilde kullanmalı gruptan çıkamasa bile 3.olup Avrupa Liginden (eski adıyla UEFA Kupası) devam etmelidir.Yazıyı bititrirken Teşekkürler Mustafa Hoca Teşekkürler Çocuklar diyerek son noktalarımı koyuyorum. . .Saygılarımla.