Felaketler vardır. İnsan bir daha hiç hatırlamamak üzere unutmak ister. Kimisi başarır bunu kimisi ise hiçbir zaman.. İşte böyle bir felaket vardı başımızda. Hemde en büyüğünden. Son günlerin modasındandı hemde.. Yok hayır H1N1’den bahsetmiyorum. Bu tamamen Y1D1 olanı. Evet Büyük Beşiktaş’ın başına gelmişti bu bela ve gitmekte bilmiyordu. Bir zamanlar onu destekleyenleri bile ceza aldırtacak parantez açmak gerekirse temizletecek kadar da enteresan bir virüstü.
Çoğu kişinin büyük umutları vardı oysa. Beşiktaşımıza hem paralı hem yönetici hemde memur stili değilde biraz kabuğunun dışında biri gelecekti. Söz vermişti Beşiktaş’ı Avrupa’da bile bir numara yapacaktı sözde. Her umudumuza vurulan tokat gibi Beşiktaşımıza da en büyük darbeleri indirmişti bu başkan. Ne yazık ki gitmek bilmiyor ve bunun yerine Ocak ayında ki kongreye de adaylığını koyacağını belirtiyordu.
Açıkcası gözüken durum tekrardan başkanlığa seçileceği.Şimdi insan kendine sormadan edemiyor. Peki taraftarın %95’i bu adamı istemiyorken nasıl rahat bir şekilde başkanlığa seçilecek gibi gözüküyor. 2X2=4 gibi basit bir matematik sorusu kadar kolay bir soru aslında. Rant kavgaları, satılık oylar, kendine oy toplamak için farklı renklerin klübe üye yapılması v.s.. Sonucun eşittir dört olduğu gibi bu sorunun cevabı da bellidir. Olan Beşiktaşımıza oluyor.
Peki tekrardan Beşiktaş’a başkan olunca ne olacak ? Bi kere borçlar 250 milyon dolar civarında seyredecek. Gaziantep’ten Julio Cesar Tabata’ya nazire yapılırcasına 10 milyon euroya Beşiktaşımıza gelecek. Beşiktaş’ın kapısından bile giremez denilen kişilerden eksik kalan olduysa onlar başımıza gelecek. Benim favorim Samet Aybaba’dır. Higuain, Schildenfield ve Diatta gibi Beşiktaş efsaneleri takıma döndürülecek veya buna benzer futbolcular takıma geri kazandırılacak. 6 senede bir şampiyon olma geleneği tekrarlanacak bu aradaki senelerde Galatasaray’ın şampiyonluğu için uğraşılacak. Türkiye Kupaları tekrardan kazanılıp Hastanelere hediye edilecek v.s..
Yani olan Beşiktaş’a olacak. 106 yıllık çınar hiç bu kadar rüzgarı bir arada görmemişti. Direniyor vakur bir şekilde ama geleceği hiç parlak değil.. Tek korkusu da sonunun yanı başında bulunan Trabzon çınarına benzemesi.
23 Aralık 2009 Çarşamba
Ya Seçilirse ?
Etiketler:
Beşiktaş,
çarşı,
Murat Aksu,
Mustafa Denizli,
ocak,
seçim Beşiktaş,
Yıldırım Demirören
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)